Etkilenmemek Elde Değil – Eski ile Yeninin Karşılaştırması Hakkında Güzel Bir Hikaye

ihtiyar-asiklarSonuna kadar okumanızı rica ediyorum.

İffetli Evler – Çıplak Evler

Yaşlı kadın, usulca odasından çıktı. Salondan torunu ile gelinin sesleri geliyordu:

“-Oğlum, sofra hazır, çorbanı koydum; haydi gel de soğutmadan ye!..”

Salonun en kuytu yerine geçti, yerde kendine ait köyden getirdiği minderin üzerine oturdu. Çocuk, babaannesini görünce:

“-Babaanneciğim, gel beraber yiyelim!..” dedi.

(daha&helliip;)

Sınırlarınızı Belirleyin

Sınırlarınızı Belirleyin

sınır“İnsanların temel sorunu, diğer insanlarla aralarına nasıl mesafe koyacaklarını bilememelidir. Sınırları olmayanların hayatları başkalarınca işgal edilir.”

Melih Arat

Birçok insanın mutsuzluğunun nedeni, kendi yaşamında sınırlarını çizmeyi bilmemesidir. Herkesin kendisine ait sınırları olması gerekir; ancak çok az insan bu sınırları çizmek üstüne ayrıntılı bir şekilde düşünür. Başka insanların yaşamının içine çok girer ya da başkaları onun yaşamının içine çok girer. Nerelerde sınır çizmeliyiz? Sınır çizerken nerelerde hata yapıyoruz? İlk hatamız kendi derdimizle ilgilenmek yerine, başkasına yardım etmeye çalışmaktır. Sıra Dışı Yaşam Becerileri derslerinin bir numaralı kuralı “denemediği dene”dir. İki numaralı kural ise “Kendini koru”dur. (daha&helliip;)

En Doğru Yalan – Yalan Yarışması

En Doğru Yalan – Yalan Yarışması

yalan

Vakitlerden bir vakit padişah, çağırmış tellalları, “Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!” diyerek ilanını halka duyurma emri vermiş. Yalan güzel bir şey değil; ama padişah bu ilanla zeka testi yapacakmış. Yarışma zamanı gelince padişah, katılanları teker teker huzuruna çağırmış. (daha&helliip;)

En Büyük Hazine İlim

                       En Büyük Hazine İlim
ilim

Zamanın bir vaktinde Fars diyarında dul bir kadın varmış. Bu kadın, öleceğini hissedince biricik oğlunu yanına çağırarak ona, “İyi dinle evladım! Oldukça fakir olduğumuzdan çok sıkıntı çektik. Sana bir kitap bırakıyorum. Bu kitaptaki talimatları uygularsan çok zengin olacaksın.” demiş. Annesi vefat ettikten sonra çocuk, o kitabı okumaya başlamış. Kitabın baş kısmında, “Hazineye ulaşmak için sayfa atlamadan okuyunuz. Eğer bir sayfa dahi atlarsanız hazineye erişemezsiniz.” yazıyormuş. (daha&helliip;)

Yüzme Bilmeyen Kibirli Alimin Sonu

Yüzme Bilmeyen Kibirli Alimin Sonu

Geçmiş vakitlerin birinde alimin biri, boğazın öbür yakasına geçmek için bir sandalcının yanına gelerek ona sorar:
– Karşıya geçirmek için ne kadar para alıyorsun?
– Garşuya bir liraya geçürüm efendü.
Alim, sandalcının bu bozuk Türkçe ile verdiği cevabı beğenmez.
– Bu ne biçim konuşma böyle? Yoksa sen dilbilgisi bilmiyor musun?
– Yok ağam, güççükken haytalık ettük, okuyamaduk! (daha&helliip;)

Eğer Allah’a Bir Daha İşiniz Düşmeyecekse

Eğer Allah’a Bir Daha İşiniz Düşmeyecekse

Gazneli Mahmut, İslam’ı yaymak amacıyla Hindistan’a on sekiz sefer düzenlemişti. Bu seferlerin birinde oldukça şiddetli bir direnmeyle karşılaşmış, bu zor durumdan kurtulmak için Allah’a şöyle niyazda bulunmuştu: “Ey Rabbim! Sen yardım edensin. Bizlere yardım eyle. Şayet bu savaştan galip çıkarsam aldığım bütün ganimetleri yoksullara dağıtacağım.” Gazneli Mahmut, bu seferden zaferle çıkmıştı. Elde ettiği ganimetleri de yoksullara ve garibanlara dağıtmaya başlamıştı. Ancak sultanın yanındaki vezirler bu durumdan hoşnut olmamışlardı. (daha&helliip;)

Bir Babanın Evlatlarına Bırakmış Olduğu Vasiyet

Bir Babanın Evlatlarına Bırakmış Olduğu Vasiyet

Eski zamanlarda, atları çok seven ve aynı zamanda akıllı bir adam vardı. Bu adam günün birinde öldü. Ardında 19 cins at bıraktı. Adam vasiyetinde, atlarının yarısının oğluna, dörtte birinin sadaka olarak fakirlere, beşte birinin de uşağına verilmesini istiyordu.

Köyün yaşlıları işin içinden çıkamadılar. 19 atın yarısını adamın oğluna nasıl vereceklerdi? Oğula 9 at verseler, geriye kalan atı ikiye bölemeyeceklerine göre, bu vasiyeti nasıl yerine getireceklerdi? İki haftadan fazla bir zaman bu işin üzerine düşündüler, ama çıkar bir yol bulamadılar. Sonunda, komşu köyde yaşayan bilgenin yanına gidip ondan yardım istemeye karar verdiler. (daha&helliip;)

Mutlu Evliliğin Sırrı

   Mutlu Evliliğin Sırrı

   (Eşinizin içindeki küçük kızı düşünmek ve ona göre davranmak)

Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. “Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir” diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı, birde sinirlenmişti.

Alaycı bir ses tonuyla:
Ekmek parası mı istiyorsun? Diye sordu.
— Hayır çikolata parası lazım!  (daha&helliip;)