Bir kız isteme olayında, kızın babası erkek tarafına söyle der :
-Efendi benim kızı isteyen çok sizin neyiniz var neyiniz yok ?
Delikanlı girer söze :
-Rahim ve Rahman olan Allah aç bırakmaz kendisini zikredeni. O Alim dir. Günaha düştüğümüzde ve pişman olduğumuzda Gaffarlığını gösterir.
Gece çalıştığım yere El Hafiz der öyle girerim.
Neyiniz var diyeceksiniz. Hiçbir şeyim yok Çünkü O dur Malik-ül Mülk.
Ya paran biter de karanlıkta kalırsanız diyeceksiniz, En Nur deriz aydınlanır Beytimiz. (daha&helliip;)
Ashabtan (Peygamberimizin arkadaşları) Abdullah oğlu Cabir bir rüyasında, büyük ineklerin küçük inekleri sağdığını, hastaların sağları ziyaret ettiğini, kuru bir çay kenarında yemyeşil bahçeler bulunduğunu, minberde (camilerde imamın hutbe okuduğu yer) koca koca putlar durduğunu gördü. Bu, sıradan bir rüyaya benzemiyordu. Bunun önemli bir mesajı olmalıydı. Bu rüyayı yoracak kişi olarak ilk defa Hz. Ali aklına geldi. Hz. Peygamberin “İlim beldesinin kapısı” diye nitelediği Hz. Ali ancak güvenilir bir açıklama getirebilirdi. Bu düşüncelerle rüyasını yordurmak üzere Hz. Ali’ye müracaat etti. (daha&helliip;)
Kur’an incelendiğinde “göklerde” yani uzayda yaşayan akıllı canlılardan bahsedildiği, birçok ayette görülebilir. Dolayısıyla İslam âlimleri arasında, göklerdeki yaratıkların varlığı konusunda hiçbir ihtilaf yoktur. Üzerinde ittifak edilememiş tek konu, bu yaratıkların kim olduğudur. Ancak ilgili ayetler, bu varlıklar hakkında bizlere çok önemli bilgiler vermektedir. Örnek olarak Rad suresinin 15. Ayetini ele alalım;
“Göktekiler ve yerdekiler, isteyerek veya istemeyerek gölgeleri ile beraber Allah’a secde ederler.” (Rad, 15) (daha&helliip;)
Regâib, regibe kelimesinin çoğulu olup, sözlükte; itibar edilen şey ve bol ihsan demektir. Bu gece de Rasulû Ekrem (s.a.s)`in, Allah Teâlâ tarafından manevi iyiliklere ve ihsanlara nail olduğu için, buna şükrane olarak oniki rekat nafile namaz kıldığı rivayet olunmaktadır. Ancak bu namaz hakkındaki rivayet kuvvetli değildir. Nafile olduğu için kılınsa sevabı bol, kılınmazsa günahı yoktur. Ancak bu gecelerde kılınan bütün nafileler ferdî kılınır. Önemli olan bu geceyi ibadetle, dua ve niyazla ihya etmektir (bk. “Regâib” mad.).
Recep Allah Teâlâ’nın ayıdır. Günahları bağışlar, Recep (daha&helliip;)
Malik bin Dinar Hazretleri, bir gün, bir sabiye ( küçük çocuğa ) rastladı. Çocuk toprak ile oynuyordu. Bazen gülüyor ve bazen de ağlıyordu .
Malik bin Dinar buyurdu:
İçime O çocuğa selam vermek doğdu. Nefsim kibirlenip selam vermekten vazgeçti.
Ben nefsime şöyle seslendim: Ey nefsim! Peygamber efendimiz S.A.V. Hazretleri küçük ve büyük herkese selam verirdi. Sende bu çocuğa selam ver!
Ve O çocuğa selam verdim, (daha&helliip;)
Ebu Hüreyre ve Ebu Said (r.a) den rivayetle Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Mü`min kişiye bir ağrı bir yorgunluk bir hastalık bir üzüntü hatta ufak tasa isabet edecek olsa Allah onun sebebiyle mü`minin günahından bir kısmını mağrifet buyurur.” Kütübüsitte/4692
Enes b. Malik (r.a) den rivayetle
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah Teala hazretleri ferman etti: “izzetim ve celalim hakkı için mağfiret etmek istediğim hiç (daha&helliip;)
Anlatıldığına göre, Harem-i Şerif’in âbidlerinden birine bir adam her akşam iki tabak yemek getiriyor, o da iftar ediyor ve ertesi günde oruç tutuyormuş. Bu muhterem âbid Allah Azze ve Celle’ye ibadet etmekten başka hiçbir işle meşgul olmuyormuş. Bir gün nefsi ona:
– Rızkın, azığın hususunda şu yaratılmış, ölümüyle itimat eder, güvenir oldun. Bununla beraber bütün mahlûkata rızık veren Rabbini unuttun. Bu gaflet nedir böyle! Demiş.
Adam bu düşüncelere dalmışken, yine o günün iki tabak yemeği gelmiş. Fakat bu kez âbid o yemekleri almayıp geri çevirmiş. Başka yerden yemek gelmediği için tam üç gün boyunca aç kalmış. Yaşadığı bu imtihan karşısında Rabbine seslenmiş. O gece rüyasında sanki Rabbinin huzurunda olduğunu görmüş. Ona: (daha&helliip;)
Okurken gerçekten etkilendiğim bir hikayeyi daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Hikaye ibretlik bir hikaye, tabi düşünce yapınız uygun değilse ve bu tür hikayelere farklı gözle bakıyorsanız ona bir şey diyemem.
Hikayenin gerçek olduğuna kesin emin değilim ama aynı hikayeyi çok uzun zaman öncesinde de okumuştum. Bu hikaye imam-ı azam’ın nasıl böyle büyük bir mertebeye ulaştığının ve Aile yapısının da bir çocuğun yetişmesinde ne kadar etkili olduğunun göstergesidir. Elbette bu hikaye tek sebep asla olamaz. Ancak Rabbimin lütfü ve diğer etkenler arasında buda küçük de olsa muhakkak bir etkendir. (daha&helliip;)