Sınırlarınızı Belirleyin

sınır“İnsanların temel sorunu, diğer insanlarla aralarına nasıl mesafe koyacaklarını bilememelidir. Sınırları olmayanların hayatları başkalarınca işgal edilir.”

Melih Arat

Birçok insanın mutsuzluğunun nedeni, kendi yaşamında sınırlarını çizmeyi bilmemesidir. Herkesin kendisine ait sınırları olması gerekir; ancak çok az insan bu sınırları çizmek üstüne ayrıntılı bir şekilde düşünür. Başka insanların yaşamının içine çok girer ya da başkaları onun yaşamının içine çok girer. Nerelerde sınır çizmeliyiz? Sınır çizerken nerelerde hata yapıyoruz? İlk hatamız kendi derdimizle ilgilenmek yerine, başkasına yardım etmeye çalışmaktır. Sıra Dışı Yaşam Becerileri derslerinin bir numaralı kuralı “denemediği dene”dir. İki numaralı kural ise “Kendini koru”dur. Birçok insan farkında olmadan başkasına yardım ederken kendine zarar verir. Başkasının ödevine yardım ederken, farkında olmadan kendi ödevini eksik yapar. Başkasına borç para verirken, kendi ev ihtiyaçlarını karşılayamaz. İkinci hata, bir ilişkide verdiklerimizin aldıklarımızdan daha çok olmasıdır. İlişkiler dengede olduğu zaman güzeldir. Uçakların ve kuşların iki kanadı vardır. Bu kanatlardan bir tanesi küçük olursa ya da hiç olmazsa uçağın dengesi bozulur ve düşer. İlişkilerde de denge önemlidir. Bu hatanın bir uzantısı da başkaları bizi üzse de, bizim onlara bağlılığımızı sorgulamadan sürdürmemizdir. Üçüncü hata, başkasının görüşünü olduğu gibi sorgulamadan kabul etmektir. Dostlarımızın görüşlerini elbette güveneceğiz; ama yine de her şeyi bir mantık ve bilgi süzgecinden geçirmek gerekir. Özellikle başkaları hakkında olumsuz yargılar içeren “Ahmet sahtekarın teki” gibi bir konuşmayı sorgulamak gerekir. Acaba Ahmet mi, yoksak bize bunu söyleyen mi güvenilmez? Dördüncü hata, nesnelerle ilgilidir. Eşyalarınızı başkalarının kullanması açısından rahat olabilirsiniz; ama başkalarının sizin eşyalarınızı hiç sorgulamadan alması bu konuda sınırı aştırdığınızı gösterir. Mala düşkün olmaya gerek yok; ama kimse izin almadan eşyanızı almamalı; siz de başkasınınkini sormadan almamalısınız. Beşinci hata “Hayır” diyememektir. Evet’in sihirli bir gücü vardır; ama “Hayır”ın da koruyucu bir gücü vardır. Özellikle kişisel çıkarlarınızın aşırı ölçüde olumsuz etkilendiği bir durumda “Hayır” demeyi bilmek gerekir. Buradaki ölçü, şudur: Bazı şeylere evet dediğiniz de yaşamınızda önemli bir şey değişmez. “Kahve çok güzel, size kahve ikram edeyim”; sizin canınız çay içmek istiyorsa bile, burada teklif edeni reddetmemek size çok şey kaybettirmez. Ancak bir evi kiralarken yer seçimi konusunda size uymayan bir şey varsa, bu hayatidir, sizi uzun süre etkileyecektir ve “hayır” demeniz gerekir. Bazen insan yalnız olmak ya da birisiyle yalnız konuşmak ister; ancak yapışkan yakın bir arkadaş bir an olsun soluk aldırmaz. Bu tür bir durumda birçok kişi, izin isteyerek yalnız kalmayı beceremez. Bazen yalnızlığı istemek de bir anlamda “Hayır” demeyi becerebilmek anlamına gelir. Sürekli başkalarının programına uyum göstermeniz de başka bir sorundur. Takım olmak demek, uyumlu olmak demektir. Başkalarına uyum sağladığınız zaman takım üyesi olmanın gereğini yerine getirmişsinizdir; ancak hiçbir zaman sizin istediğiniz program olmuyorsa burada bir sorun var demektir.

Melih Arat


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.