Gerçek Bir Hikaye “Buzdan Heykel”

Gerçek Bir Hikaye “Buzdan Heykel” Kırk birinci yılın kışı. Soğuk bir gece. Sanki etrafta canlı cansız ne varsa donup buz bağlamıştı. Hava zehirli yılan gibi ısırıyor, damarlardaki kan donuyor. Böyle bir gecede Ukrayna’nın uçsuz bucaksız karlı bozkırlarında bir gölge hareket ediyor. O, genç bir kadındır. Yavrusunu bağrına basmış bitkin bir Devamı…

SONUNCU VE BİRİNCİ DOĞUM GÜNÜM

SONUNCU VE BİRİNCİ DOĞUM GÜNÜM

Fiziksel kusurların yaratmış olduğu sorunlar nedeniyle hayatta çok şeyden yoksun kalan engelli insanlar yaptıkları her işte başarısızlığa uğradıkça kendilerine güvenleri kayboluyor ve daha da pasifleşiyorlar. Bu tür insanlar her zaman, hiçbir şey elde edemeyeceklerini düşünerek kendi durumları ile barışır, mücadele etmekten vazgeçerler. Fakat fiziksel kusurlu olsalar da, maddi açıdan zayıf ve eğitimsiz olsalar da, belirli beceriler kazanıp, başarı kazanabilirler. Fakat öyle engelli insanlar var ki, engeli bahane ederek hiçbir iş yapmak istemiyorlar. Bu tür insanlar bilmeliler ki, herhangi fiziksel problemlerinin olması onlara, başkalarına yük olma hakkı kazandırmaz. Maalesef, bugün birçok engelli insanımızda durum bu şekildedir. Birçokları tembelliği yüzünden, bazıları psikolojik sebeplerle, birçokları da bilgisizlik yüzünden, yani ne yapacaklarını bilmediklerinden, bu durumda yaşıyorlar. Böyle bir yaşam tarzı ise onların zaten dar kapsamda olan hayatlarını daha da sınırlar ve onları diğer insanlardan daha fazla bağımlı vaziyete düşürür. (daha&helliip;)

Bir de E-mail’iniz Olsaydı…

Bir de E-mail’iniz Olsaydı…

 temzlkPersonel şefi kısa bir iş görüşmesini takiben ve test (yer temizletme) yaptıktan sonra şunu söyler:

   ” – İşe kabul edildin, bana e-mail adresini ver, sana başlama tarihini ve getireceğin evrakları bildireceğim.”

   Adam boynu bükük bir şekilde bilgisayarının ve tabii ki e-mailinin olmadığını söyler.

   Personel şefi bu durumda yaşayan birisi olarak düşünülemeyeceğini ve yaşamayan birisini de işe alamayacağını yüzüne vurur. Adam ne yapacağını bilmez ve kırgın (daha&helliip;)

Var mı Böyle Evlilik?

Var mı Böyle Evlilik?

evllkArkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde:

-“Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar.

“Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder:

-“Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın günü iyi geçmemiş ve havası yerinde değil. (daha&helliip;)

Şükürler Olsun

Şükürler Olsun

sukurBir zamanlar bir psikoloji kitabında okuduğum bir bölüm vardı… Hayatın ve getirilerinin kıymetini anlamak için tavsiye edilen bir metod vardı içinde..

    Deniyordu ki;

    – “Arada bir, çok bunaldığınızda, hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün…” cümleyi ilk okuduğumda çarpılmıştım…

    Ben girişin akabinde pozitif bir gelişme ve tavsiye bekliyordum…. Ama “Kendi ölümümüzü ve cenazemizi” düşünmemiz tavsiye ediliyordu… (daha&helliip;)

Hiç Kimse Geçmişini Unutmasın

Hiç Kimse Geçmişini Unutmasın

cesmeAtalarımız bazı doğruları vecizeleştirip bizlere hediye etmişlerdir. Bunlardan biri de malumunuz: “Aslını inkar eden haramzâdedir.” sözüdür. Bugün sizlere, bir aslını inkar etmeme olayı arz edeceğim.

    Ola ki, siz de ibretle okuya, hayretle düşüne ve aslınızı unutmama konusunda düşüncenizi perçinlemiş bulunasınız.

* * * * * * *

    Efendim, on sekizinci asrın başlarında İstanbul’dayız. Avcı Mehmet diye bilinen Sultan Mehmed’in annesi Turhan Sultan, İstanbul’da bir gezintiye çıkar. (daha&helliip;)

Tanıştığımız Gün

Tanıştığımız Gün

sgaraOnunla tanıştığımızda daha 14 yaşındaydım, o ise benden oldukça yaşlıydı. Hayatına giren ilk kişi değildim son kişide olmayacaktım kuşkusuz. Herkes bu beraberlik için yaşımın çok küçük olduğunu düşünüyordu.Aslında hic bir zaman yaşınızın uygunluğu söz konusu olmaz böyle bir ilişkide…

   İlk önceleri sadece yakın arkadaşlarımla paylaştım küçük sırrımı. Sadece gönül eğlendiriyordum onunla (ne kadarda aptalmışım) Aileme anlatamazdım. Sanırım kıyametin kopması diye adlandırılan durum, olanca gerçekliğiyle çıkardı karşıma…

   Gizledim, gizledim. Başlangıçta çok seyrek buluşuyorduk. Daha sonra buluşmalarımızın sayısı arttı. Gönül eğlendirmek demiştim ya,palavra…Çok zaman geçmesine gerek kalmadı hayatımda kapladığı yeri anlamam için.Evet onu seviyordum.Ama yinede aklımda hep aynı düşünce vardı: (daha&helliip;)