Yılbaşı Hediye Öneriniz Benden

b1

Yeni yıl heyecanının hepimizi iyiden iyiye sardığı bugünlerde, bir yandan yılbaşı akşamı için planlar yaparken bir yandan da “ne hediye alacağım?” endişesi içerisine giriyoruz. Yılbaşına kısa bir zaman kala alışveriş merkezlerinde telaşla gezmek yerine sizin için hazırladığımız alternatif hediye ve kampanya önerilerini mutlaka inceleyin! (daha&helliip;)

ALLAH’ın Manevi Huzuru

ALLAH’ın Manevi Huzuru

huzurBir evliyaullah Kabe’ye gitmek ister, yola çıkacağı zaman, oğlu ona sorar; “Baba nereye gidiyorsun?” Babası “Beytullah’a gidiyorum” der. Çocuk zanneder ki Beytullah’ı gören o evin sahibini görür, bunun için çocuk ağlar ve babası beraber gitmesini kendisinden rica eder.  Babası çocuğun ağlayışına tahammül edemediği için  çocuğu da beraberinde götürür, Mikattan ihramlarını beraber giyerler, nihayet Beytullah’ı gördüklerinde çocuk hemen düşer ve ruhunu hakka teslim eder, babası: “Ey ciğer parem  yavrum ne oldu, nasıl öldün” diyerek ağlar, ummadığı yerden kendine şöyle bir ses gelir.

“Sen beyti görmeyi istedin gördün, çocuk evin sahibini görmeyi istedi ve o da gördü. Çocuk şu anda ne yerde ve ne de göktedir, o Allah’ın manevi huzurundadır” der. (daha&helliip;)

ELION CAMMBELL’IN HATIRA DEFTERİNDEN

ELION CAMMBELL’IN  HATIRA DEFTERİNDEN

canakkaleAvustralyalı Elion Cammbell’in  hatıra defterinden alınan bir gerçekte şöyle;

 “Ateşkes sırasında Türkler şehitlerini gömüyorlardı. Arkadaşlarımızdan birkaç kişi gönüllü olarak onlara yardım etmek istedi ve bu korkunç görevde dost ve düşman iş birliği yaptılar…” İşte bu sırada yapılan konuşmalarda açlığını hissettiren bir Mehmetçiğe, bir Avustralyalı asker sığır eti ve bisküvi getirir.  Mehmetçik bu hareket karşısında hislendi. Sonunda görev tamamlanmıştı. Her iki tarafın da askerleri siperlerine çekilmiş bekliyorlardı. Vurulan silah arkadaşlarına son vedalaşma bitmişti.

Türk subayı bir kaç adım ilerledi ve selam verdi. Bizim subaylarımız da selam aldılar.  Böylece ateşkes sona ermişti. Düşmanlarımızın nezaketlerinde bir yüce ruhluluk, bir soyluluk vardı. dünya şövalyeliğinin kutsal emaneti onlardaydı sanki. (daha&helliip;)

yılbaşı

Bir Anne Hikayesi (Çöp Tenekesi)

anne_ve_bebekYaşanmış Bir Hikaye

Bir Anne Hikayesi (Çöp Tenekesi)

Henüz çok gençken kocasını kaybetmiş, ondan kalan tek oğlunu yetiştirmek için dişini tırnağına takarak çalışmıştı.

Onu kimseye muhtaç etmeden okutabilmek ti arzusu.

Bu hayallerle geçirdi günlerini. Gençti, güzeldi ama geri çevirmişti evlenme tekliflerini; oğlunu yaban ellere vermemek istiyordu.

Başkalarına çamaşır yıkadı, temizlik yaptı, oğlunu hiçbir şeye muhtaç etmedi. (daha&helliip;)

Mutlu Olmayı Onlarda Hakediyor Engelli Shay – Muhteşem Hikaye

Mutlu Olmayı Onlarda Hak ediyor Engelli Shay – isimli düşündüren ve muhteşem bir hikaye

Bu hikayeyi okuduğunuzda umarım sizlerinde içinde bir şeyler haykırır ve kendinizi tekrar muhasebeye çekersiniz.

Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul için bağış toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı. Okula kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: ‘Dışarıdaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa her şeyi mükemmel bir şekil ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal olması gereken şeyler nerede?’

Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.
(daha&helliip;)

Gitmesen Olmaz mı BABA ?

Gitmesen Olmaz mı BABA ?

gitmsen olmaz mı baba?
yine gidiyorsun…
ağlamaktan şişmiş gözlerle el sallarken ardından tek bişey değil bi çok şeyi düşündüm.aklımdan bi çok an ve anı geçti gitti…en çok koyan bana gidişinde çocukluğum oldu..birkez daha yaşadım sanki o günleri gidişlerini birkez daha döktüm sanki aynı gözyaşlarımı…hatırlamasam da amcama baba dediğim günleri hatırlamayacak kadar küçük olsam da şimdi amcama baba demeyecek kadar büyük olduğumu farkettim…canımı yakıyo gidişlerin hergün küçük çocuklar sokağın başından gelen babalarına ”BABA BABA”diye (daha&helliip;)

Hayatınız Seçtiğiniz Kadındır.

Hayatınız Seçtiğiniz Kadındır.

Evvel zaman içinde Memleketin birinde 90 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış?
Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış.”bu gençliğin sırrı nedir” diye.
İhtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya…
Ama sorular sık, soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki.
Düşünmüş nasıl anlatırım bu sırrımı kolayca herkese. Sonra karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine. (daha&helliip;)

Sınırlarınızı Belirleyin

Sınırlarınızı Belirleyin

sınır“İnsanların temel sorunu, diğer insanlarla aralarına nasıl mesafe koyacaklarını bilememelidir. Sınırları olmayanların hayatları başkalarınca işgal edilir.”

Melih Arat

Birçok insanın mutsuzluğunun nedeni, kendi yaşamında sınırlarını çizmeyi bilmemesidir. Herkesin kendisine ait sınırları olması gerekir; ancak çok az insan bu sınırları çizmek üstüne ayrıntılı bir şekilde düşünür. Başka insanların yaşamının içine çok girer ya da başkaları onun yaşamının içine çok girer. Nerelerde sınır çizmeliyiz? Sınır çizerken nerelerde hata yapıyoruz? İlk hatamız kendi derdimizle ilgilenmek yerine, başkasına yardım etmeye çalışmaktır. Sıra Dışı Yaşam Becerileri derslerinin bir numaralı kuralı “denemediği dene”dir. İki numaralı kural ise “Kendini koru”dur. (daha&helliip;)

İmam-ı Azam ve Kadılık

İmam-ı Azâm ve Kadılık

imamı azam Zamanında İmam-ı Azam ile herhangi bir konuda tartışmaya girip de galip çıkan görülmemiştir. Hem derya gibi ilmi, hem de herkese nasip olmayan zeka ve mantığı sayesinde hepsinden kendisi galip çıkıyordu.

Abbasi Halifesi Me’mun İmam-ı Azam’ı Kufe’ye kadı yapmak istiyordu. İmamı çağırdı ve bu niyetini açıkladı. İmam-ı Azam yönetimin yanlışlıklarına alet olmamak için bu teklifi kabul etmedi. (daha&helliip;)

MAL SEVGİSİ KALBİ KAPLAMAMALI

Mal Sevgisi Kalbi Kaplamamalı

 yılbaşıBüyük fıkıh (hukuk) bilgini, Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebû Hanîfe’nin (VIII. yüzyıl) ilmi faaliyetleri yanında ticaretle de meşgul zengin bir zat olduğu malumdur. Bu büyük insan, gündüz öğleye kadar mescitte talebelerine ders verir, öğleden sonra da ticari işleri ile uğraşırdı. Bir gün ders verdiği sırada bir adam mescidin kapısından seslendi: (daha&helliip;)